Bilmiyorum hiç yaptınız mı evinizin en rahat köşesinde oturup en karanlık hayallerinizi
gözden geçirdiğiniz oldu mu aklınızın sessizliğinde ya da dudağınızda ki çatlağa dokunurken
yazı yazmayı düşündünüz mü hiç? Karanlıktan korkmuyoruz aslında olacaklardan korkuyoruz sadece yoksa karanlık her insanın ilgisini çeker ve gizemi bizi meraktan öldürmeye yeterlidir. Karanlıktan korkarak kaçmamızın tek nedeni içinden ne çıkacağını bilmediğimiz poşetlerin nasıl patlatıldığını görmemizden ileri gelir kimileri 5 kimilerir 15 yaşında korkmaya başlar karanlıktan işte karanlık korkumuz beyin kıvrımlarımızın içine yerleşen ufak sinirsel tepkimeler sonucu ortaya çıkardığımız kendi karanlık hayallerimizi düşünmekten de alı koyar bunu yaptığımız zaman kendimize ihanet ettiğimizi anlayacak kadar zeki varlıklar değiliz aslında kendi yarattığımız şeylerden kaçmamız ne kadar da aptal olduğumuzu ortaya koymuyor mu ? zaten dünya üzerinde kendi kendine bu kadar zarar verebilcek bir canlı organizma olduğunu da zannetmiyorum kendi geleceğine bu kadar zarar veren kendiyle başbaşa kalmaktan kendi vücudunu keşfetmekten korkan değerini bir kez olsun bile gözden geçirmemiş ama ölmekten ölesiye korkan yani aslında karanlıktan korkan pasif gereksiz çevre kirliliği yaratmaktan başka bir işe yaramayan hayvanlardan başka bir şey olmayan insanlardan nefret etmemin nedeni zaten burada az çok yazıyor. Kendini özel hissetiği günleri değil de birilerinin özel diye seçtiği günleri kutlamaktan vazgeçmeyen insanlardan nefret etmemem kendime ihanet etmek olur. zaten günden güne düzenin parçası oldukça her gün biraz daha artarken kendime olan bu aşağılık tavırlarım nasıl olurda bembeyaz kağıtta kapkara mürekkep lekesi gibi gözüme çarpan bu gerçeği görmezden gelebilirim ki ? Sarılıp oturduğunuz yareninizin de aslında nefret edilesilerden biri olduğunu anladığınız da sarıldığınız günlere nasıl lanet ederseniz bende her yeni nefret kabarcığı gördüğüm de lanet ediyorum insanları bu kadar kendiyle başbaşa kalmaktan alı koyan düzene insanın kendini keşfetmesine izin vermeyen gene kendi kurduğu düzen madem ki insan kendini keşfetmekten bu kadar korkuyor demek insanlığın çocukluğuna indiğimiz de onun da çocukken karanlıktan korktuğunu göreceğiz. Seri bir şekilde yaşıyoruz hayatlarımızı alıyoruz kullanıyoruz atıyoruz sonra olmadı başka bir seri şekilde ama seriliği hiç bozmadan gene alıp atmalara devam ediyoruz? Neden diye soran program yapmaklan da kitapları insanlara kılavuz olarak göstermekten de kendimizi alamıyoruz bilmiyoruz ki herkes kendi içinde bir kitaptır ama çoğu boş yazılmamış kitaplar kendini keşfetmeye karanlığında kaybolmaya bu kadar acizken insanlık binlerce neden sorusu da binlerce kitaplıkta çözüm değil insanın bu kendi karanlığında kaybolmama savaşını durdurmaya çünkü savaşların hepsinin nedeni aslında korkudur ve insan bu korkuyu yenemicek kadar aciz nefret edilesi basit bir varlık olmaktan vazgeçebilecek kadar basirete sahip değil ve olamaması için günden güne kendini tekrarlayan günler yaratmaya devam eden kalıptan çıkmış gibi insanlar yaşamı bok etmeye daha da devam ediyor gün geçtikçe dünyayı kocaman ışıklarla daha da karartarak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder